Lipödem Nedir?

Lipödem (Sellülit), ‘ağrılı yağlanma sendromu’ olarak da adlandırılmaktadır. Kalça, uyluk, alt bacaklar ve bazen de kollarda yağ ve sıvı birikmesine bağlı anormal şişliktir. Şişlikler simetriktir, basmakla ağrılıdır, kolay morarır. Ayaklar şiş değildir. 

Hastaların hemen hemen hepsi kadındır ve genetik geçiş de vardır. Batı toplumlarına %11-18 oranlarında kadın hastada görüldüğüne dair yayınlar vardır. Lipödem, ergenlik döneminde ortaya çıkar, diyet ve spor yetersiz kalır, bunlar ancak ameliyat sonrası destek tedavisinde önemlidir. 

Lipödem ilerleyici bir hastalıktır, son evrelere gelindiğinde bu tabloya lenfödem de eklenir, ameliyat önerilmeyecek hale gelir. Lipödem, modern tıpta tanısı nispeten yeni konulabilmiş ve tedavi şekilleri yeni belirlenmeye başlamış bir hastalıktır. Toplumun ve sağlık profesyonellerinin bu hastalık konusundaki farkındalığının az olması nedeniyle, hastalar diyet ve egzersiz önerileriyle zaman kaybedip, giderek artan şiddette yaşam kaliteleri etkilenir. 

Diyet veya spor yapmakla vücudun üst bölümleri zayıflar, şekillenir fakat lipödemli bölgeler incelmez. Hasta kilo aldığında tablo daha da ağırlaşır, kilo verdiğinde ise ortaya çıkan orantısız görünüm nedeniyle psikolojik sorunlar ve yaşam konforunda bozulmalar da ortaya çıkar. Lipödem tedavisinde, cerrahininde içinde olduğu multidisipliner yaklaşım çok önemlidir. Bu kronik ve tedavisi zor hastalığın tedavisinde; ameliyat sonrası diyete dikkat etmek ve düzenli spor yapmak erken dönem tedavi başarısında ve uzun dönem kalıcılık anlamında çok önemlidir.

Lipödem Belirtileri Nelerdir?

Lipödem, öncelikle bacakları tutan, kalça, basen, kasık, diz içi, alt bacak, ayak bilekleri ve bazen de kollarda yerleşen, diyet ve spora dirençli bir yağ doku hastalığıdır.
Lipödem hastalığında eller ve ayaklar etkilenmez. Erken evrelerde lipödem belirtisi olarak sadece orantısız yağlanma şikâyeti vardır ve estetik kaygılar ön plandadır.

İlerleyen evrelerde lipödemli bölgelerde acıma, ağrı, deride morluklar, ağırlık, eklem sorunları, hareket güçlüğüne bağlı obezite, psikolojik sorunlar, varis ve lenfödem de tabloya eklenir. Bu evreye ulaşan lipödem, artık hastanın yaşam konforunu ve sağlığını ciddi olarak bozmaya başlamıştır.
Lipödem hastalığında huzursuz eden ağrılar, hareket güçlüğü, kıyafet bulmada güçlük, en yaygın şikayetlerdir. Hastalar bacak ağrısı ve şişlikler nedeniyle sıklıkla damar cerrahına başvururlar ve mixt tip vakalarda varis hastalığıda sıklıkla tabloya eklenir.

Lipödem hastalığın 4 evresi vardır. Son evrelere doğru, lipödemli dokuda lenfödem de gelişmeye başlar. Aşırı yağlanma sonucu lenfatik yetersizlik lenf dolaşımının bozulmasına, şişliklerin artmasına ve cildin sert kıvamlı hale gelmesine yol açabilmektedir.

Lipödem Türleri Nelerdir?

Lipödem Türleri Nelerdir

Lipödem hastalığı, yağ birikimi oluşan bölgelere göre çeşitli tiplere ayrılır.

  • Tip 1: pelvis, popo ve kalçada yağ birikimi
  • Tip 2: popodan dizlere kadar yağ birikimi, diz iç kısmında yağ katlanması
  • Tip 3: popodan ayak bileklerine kadar yağ birikimi
  • Tip 4:
    • a: kolda dirsekle omuz arası bölgede,
    • b: kolda dirsekle el bileği arası bölgede
    • c: tüm kolda
  • Tip 5: diz ile ayak bilekleri arasındaki bölgede yağ birikimi

Tip 1 Lipödem: Pelvis, Popo ve Kalçada Yağ Birikimi

lipödem tipleri nelerdir

Tip 1 lipödem, genellikle yağ birikiminin vücudun üst kısmında, özellikle pelvis, kalça ve popo bölgelerinde yoğunlaştığı bir formdur. Bu tipte:

  • Yağ dokusu, kalça ve pelvik bölgede simetrik olarak dağılır.
  • Üst bacaklara doğru bir yağ birikimi gözlemlenmez veya oldukça sınırlıdır.
  • Hastalar genellikle bel ile alt beden arasında belirgin bir boyut farkı yaşar.
  • Erken evrede hafif ödem görülebilir, ancak bu genellikle gün içinde artış göstermez.

Tip 2 Lipödem: Popodan Dizlere Kadar Yağ Birikimi

Bu tip lipödem, yağ birikiminin popo bölgesinden başlayarak dizlere kadar uzandığı bir formdur. Tip 2’nin öne çıkan özellikleri şunlardır:

  • Diz çevresinde, özellikle iç kısmında yağ birikimi nedeniyle “yağ katlanması” meydana gelir.
  • Yağ birikimi genellikle simetrik yapıdadır.
  • Alt bacaklar ve ayaklar etkilenmez; bu, lipödemin lenfödemden ayırt edilmesine yardımcı olan önemli bir kriterdir.
  • Hastalar, dizlerin çevresindeki yağ birikiminden dolayı hareket kısıtlılığı yaşayabilir.

Tip 3 Lipödem: Popodan Ayak Bileklerine Kadar Yağ Birikimi

Tip 3 lipödem, hastalığın en yaygın görülen türlerinden biridir ve yağ birikimi popodan başlayarak ayak bileklerine kadar uzanır. Bu tipin belirgin özellikleri:

  • Yağ dağılımı tüm bacak boyunca homojen bir şekilde gerçekleşir.
  • Ayak bileği çevresinde “çorap sınırı” olarak adlandırılan belirgin bir geçiş hattı gözlemlenir. Bu bölgede şişlik sonlanır ve ayaklar normal görünümdedir.
  • Bu tür, ağrı, dokunmaya duyarlılık ve çabuk morarma gibi semptomlarla daha sık ilişkilendirilir.

Tip 4 Lipödem: Kolda Yağ Birikimi

Lipödem hastalarının bir kısmında, bacaklarla birlikte veya yalnızca kollarda yağ birikimi görülebilir. Tip 4, etkilenen bölgeye göre alt gruplara ayrılır:

  • Tip 4a: Yağ birikimi dirsek ile omuz arasındaki üst kolda yoğunlaşır.
  • Tip 4b: Yağ birikimi dirsek ile el bileği arasındaki bölgede sınırlıdır.
  • Tip 4c: Tüm kol boyunca yağ birikimi görülür.
  • Kollarda görülen lipödemde dokular ağrılı ve hassastır, bu da hastaların günlük aktivitelerinde zorluk yaşamasına neden olabilir.

Tip 5 Lipödem: Diz ile Ayak Bileği Arasındaki Bölgede Yağ Birikimi

Tip 5 lipödem, yalnızca alt bacak bölgesinin etkilenmesiyle karakterizedir. Bu tipte:

  • Yağ birikimi diz altından başlayarak ayak bileği bölgesine kadar uzanır.
  • Ayaklar genellikle etkilenmez ve sağlıklı bir görünümde kalır.
  • Bu tür lipödemde ayak bileği çevresinde belirgin bir sınır çizgisi görülür.
  • Hasta, özellikle uzun süre ayakta kaldığında bacaklarında ağrı ve ağırlık hissi yaşayabilir.

Lipödem Nedenleri Nelerdir?

Lipödem (ağrılı Sellülit) hastalığının neden oluştuğu konusunda kesin bilimsel kanıtlar henüz yoktur. Ancak altta yatan çeşitli faktörler Lipödem’den gelişiminden sorumlu tutulmuştur Bu faktörler arasında: 

  • Genetik Faktör: Lipödemin genetik kaynaklı olabileceğini bildiren bilimsel çalışmalar bulunmaktadır. Lipödemli hastaların yaklaşık % 15’inde aile bireylerinde de lipödem öyküsü vardır.
  • Hormonal Faktör: Hastalık özellikle ergenlik çağıyla birlikte başladığı için lipödemin cinsiyet hormonları ile ilgisi olduğu öne sürülebilir. “Östrojen hormonu’nun” beyaz yağ dokusunda yağ metabolizmasına direkt olarak etki ettiği bilinmektedir. Lipödem genellikle ilk olarak ergenlik, hamilelik ve menopoz gibi önemli hormonal değişimlerin yaşandığı dönemlerde ortaya çıkar veya kötüleşir. Bu gözlem, hormonal değişikliklerin lipödemin tetiklenmesinde hayati bir rol oynayabileceğini düşündürmektedir.
  • Damarsal bozukluklar: Lipödem hastalarının büyük bölümünde kılcal lenf ve kan damarlarında bozukluklar vardır. Kılcal damar hasarı cilt altı kanama ve morarmaya yatkınlık yaratır. Damar duvarında artmış geçirgenlik doku aralığına protein kaybı ve ödeme yol açar.
  • Yağ dokusu bozuklukları: Yağ kök hücrelerinde artış; aşırı yağ depolanmasına yol açar. Yani yağ hücrelerindeki farklılaşma potansiyeli ciddi derecede azalmıştır.
  • Lenfatik sistem bozuklukları: Lipödemin nedenlerinin araştırılmasında odaklanılan bir diğer alan da lenfatik system hastalıklarıdır. Vücudun bağışıklık tepkisinde ve sıvı dengesinde hayati bir rol oynayan lenfatik sistem, lipödemi olanlarda hastaların bir bölümünde hasarlıdır. Bazı uluslararası çalışmalarda lipödem hastalarında lenfatik fonksiyonun bozulduğuna dair kanıtlar bulunmuştur, bu durumun da lipo-lenfödeme yol açtığı bildirilmiştir. Bununla birlikte, bu lenfatik bozukluğun lipödemin bir nedeni mi yoksa sonucu mu olduğu hala devam eden bir araştırma konusudur.

Lipödem Tanısı Nasıl Konur?

Lipödem hastalığı için farklı otörler tarafından tanı kriterleri tanımlanmıştır.

Herbst tarafından bildirilen ve en yaygın kullanılan tanı kriterlerine göre;

  • Hastaların tamamına yakını kadındır
  • Her iki bacakta simetrik yağ depolanması vardır, ayaklar korunmuştur
  • Bacaktaki ödem elle bastırılınca çok az miktarda geçici iz bırakır
  • Lenfödemde görülen Stemmer belirtisi lipödemde görülmez. Stemmer belirtisi; ayak ikinci parmağının üzerindeki deri, parmakla tutulup sıkıştırılıp yukarı kaldırılmaya çalışıldığında kaldırılamaz.
  • Cilde elle bastırılınca ağrı ve hassasiyet olur.
  • Bacaklarda kolayca morarma olur.
  • Kilo vermeye ve bacakları havaya kaldırmaya rağmen bacaklarda inatçı ödem ve kalınlaşma vardır.
  • Hastaların % 30’unda kollar etkilenmiştir.
  • Cilt genellikle soğuktur.
  • Yaz aylarında bacaklarda şişlik artar.
  • Kalori alımının azaltılmasına rağmen klinik tabloda düzelme olmaz.
  • Kılcal damar varisleri olabilir.

Lipödem Aşamaları Nelerdir?

Lipödem hastalığı, ayrıca yağ birikimi yoğunluğu miktarına göre evrelere ayrılır.

       Evre 1: cilt normal ve yumuşak, cilt altı yağ dokusunda artış
       Evre 2: cilt pürüzlü, dokunmakla inci tanesi büyüklüğünde ele gelen yağ nodülleri var
       Evre 3: büyük yağ kitleleri diz çevresi ve bacağın üst kısmında kıvrıntı ve şekil bozukluklarına yol açmıştır
       Evre 4: tabloya lenfödem eklenir, büyük doku sarkmalarının oluştuğu lipo-lenfödem tablosu gelişir

Lipödem Tedavisi Nasıl Yapılır?

1. Konservatif Tedavi

Egzersiz:

Lipödem tedavisinde egzersiz; vücut ağrılığını azaltmak, kasları güçlendirmek, kan ve lenf akımını arttırmak ve zihinsel sağlığı desteklemek amacıyla önerilir. Yürüyüş, lenfatik yoga, bisiklet ve pilates gibi düşük yoğunlukta egzersiz türleri sıklıkla kullanılır. Ayrıca, havuzda yapılan egzersizler de önerilmektedir.

Diyet ve sağlıklı beslenme:

Diyet ve sağlıklı beslenmenin lipödem tedavisinde çok önemli bir yeri vardır; uygun diyet ve düzenli egzersizle birlikte sağlıklı beslenme çok önemlidir. Hastalar tarafından farklı tipte diyetler uygulansa da; lipödem konusunda uzmanlaşmış bir diyetisyen tarafından hastaya özel düzenlenen diyetler çok daha iyi sonuçlar vermektedir.

Psikolojik destek:

Lipödem hastalarında sıklıkla depresyon, izolasyon ve yeme bozuklukları gibi psikososyal sorunlar da görülmektedir. Psikolog gözetiminde kişisel ya da grup terapileri hastanın zihinsel ve ruhsal açıdan desteklenmesini sağlar ve iyileşmesine büyük faydalar sağlar.

Ortopedik Destek:

Lipödem hastalarında vücut ağırlığında ve bacak kütlesinde orantısız artış; eklemlerde ve yürüme aksında bozukluklara yol açar. Bu hastalarda düz tabanlık sıklıkla görülür. Özellikle ilerlemiş evrelerdeki hastaların uygun ayakkabı giymesi ve hareket kısıtlılığı açısından ortopedi tarafından değerlendirilmesi çok önemlidir.

Kompresyon tedavisi:

Kompresyon tedavisi ile lipödemin etkilediği vücut kısımlarına yönelik özel bası giysileri kullanılabilir. Bu amaçla, esnemeyen materyallerden yapılan Velcro bandajı gibi kolay giyilip çıkartılan malzemeler bulunmaktadır. Kompresyon tedavisi, etkilenen bacaklara basınç uygulayarak lenf akımını destekler, ödemi ve ağrıyı azaltır.

Manuel Lenfatik Drenaj:

Fizik tedavi ve rehabilitasyon birimleri yada lipödem ve lenfödem konusunda uzmanlaşmış teknisyenler tarafından uygulanan manuel lenfatik drenaj
masaj ile; bacaklarda ve dokularda birilen aşırı sıvı, lenf damarları aracılığıyla boşaltmayı sağlar.

Kompleks dekonjestif tedavi:

Bu multidisipliner tedavi yaklaşımı, lipödem konusunun uzmanları tarafından, bacaklardaki şişlik ve ödeme bağlı yakınmaları azaltmaya yönelik birçok tedavi yönteminin bir arada kullanıldığı, oldukça efektif bir tedavi programıdır. Hastaya özel hazırlanan tedavi programı; manuel lenfatik drenaj ya da intermitan pnömotik kompresyon ile çap azaltıcı tedavi, kişiye özel bandajlama, bası giysileri, özel bir diyet, cilt bakımı ve tedavi edici egzersizleri içerir.

Bu tedavide kullanılan en önemli cihazlardan biri “Lympha-Press V12 Optima” aralıklı pnömatik kompresyon cihazıdır. 24 kanallı bu otomatik kompresyon cihazı ile belirli seanslar halinde, lipödem, lenfödem ve kalıcı bacak şişlikleri tedavisi yapılabilmektedir. Seans sayısı hastanın bacak çapına, lipödemin yoğunluğuna ve ne kadar süredir olduğuna, mevcut diğer patolojilerinin varlığına (lenfödem, varis, derin ven trombozu, obesite vb.) göre değişmektedir.

2. Cerrahi tedavi

Lipödem tedavisinde dokularda biriken anormal yağ dokusunu düzeltmek için bazen cerrahi tedavi gerekebilir. Bu amaçla uygulanan operasyon türleri; liposuction ve volüm azaltıcı cerrahidir.

Liposuction; genel ya da lokal anestezi altında bir kanül aracılığıyla yağ dokusunun alınması yöntemidir. Liposuction’ın süperkuru (superdry), ıslak (wet), süperıslak (superwet), tümesan anestezi destekli, Su Destekli (WAL- Water assisted liposuction), Ultrason dalgaları ile destekli (UAL- Ultrasound assisted liposuction), PAL (power assisted liposuction), lazer liposuction, Vaser Liposuction gibi bilinen türleri vardır.

Günümüze Lipödem tedavisinde sıklıkla kullanılan VASER Liposuction (Vibration Amplification Sound Energy at Resonance) yönteminde; liposuction ile yağlar uzaklaştırılmadan önce belirlenen bölgelere ultrasonografik enerji uygulanır. Bu yöntem, deri ile kas arasındaki yağ hücrelerini hedef alır, diğer ciltaltı yapılara zarar vermeden tedavi imkânı sunar ve bölgeyi “liposuction” işlemi için hazırlar. Ardından uygulanan liposuction ile VASERlipo tedavisi tamamlanmış olur. Vaser liposuction, çevre dokulara zarar vermeden spesifik yağ hücrelerini hedef alma kabiliyetiyle öne çıkar. Geleneksel liposuctiona kıyasla daha hızlı iyileşme süreleri sunar ve hem görünümde hem de semptomlarda gözle görülür iyileşmeler sağlayabilir.

Liposuction işleminde kanülün bir ucu bir vakum cihazına diğer ucu ise bir cilt kesisi aracılığıyla yağ dokusuna yerleştirilir ve emerek yağı ortadan kaldırır. Tedavi öncesinde ciltaltı yağlı dokuya bol miktarda uygulanan hiperosmolar özel solüsyon sayesinde yağ hücreleri parçalanır ve kateter ile uzaklaştırılır. Liposuction yönteminin lipödem tedavisinde etkili olduğu, ağrı, dokunmakla hassasiyet, morarma gibi yakınmaları azalttığı, kozmetik iyileşme ve yaşam kalitesinde düzelme sağladığı bildirilmiştir Bunun yanında, bilimsel kılavuzlar, hastalara liposuction uygulanmadan önce lipödeme eşlik eden ödem, obezite, sağlıksız yaşam tarzı, fiziksel aktivite azlığı ve psikososyal sorunlara yönelik konservatif tedavi yapılmasını önermektedir.

Volüm azaltıcı cerrahi; Rezeksiyon cerrahisi adıyla da anılan bu cerrahi işlemde, lokalize büyük lipödem dokularının çevreleyen doku ve ciltle birlikte çıkarılır. Aşırı yağ dokusunun diz eklemi etrafında birikmesi hastada diz deformitelerine ve zamanla yürüyememeye yol açabilmektedir. Bu operasyon çok ileri evrelerdeki hastalara yönelik olarak uygulanmaktadır.

Lipödem tedavileriyle ilgili olarak YouTube kanalımda paylaşmış olduğum videolarımızı izleyebilir ve benimle iletişime geçebilirsiniz.

Paylaş: