Prof. Dr. Mert Dumantepe > Kol Atardamar Damarlarının Tıkanıklığı
Kol atardamarı tıkalı hastalarda en fazla görülen belirtiler arasında; kolun kullanılmasıyla ağrı hissedilmesi, soğukluk olması, kramp gelişmesi, kolda ağırlık, rahatsız olma hissi ile yorgunluk hissedilmesi gelir. Dinlenme sırasında genellikle kolda belirtiler oluşmaz. Subklavian atardamarda tıkanıklık gelişirse, beyne gidecek kan kol tarafından çalındığından, beyin kan akımı azalmasına yönelik Steal sendromu belirtileri oluşur.
Bu belirtiler ise; Bulanık görme, dengesizlik, kolda güçsüzlük hissi, ani kan basıncı değişimleri, kısa süreli geçici felçlerin olması, kol nabzında azalma, kolda uyuşma hissinin oluşmasıdır.
Koldaki diğer damarlarında tıkanıklık gelişirse, hastalarda görülen belirtiler ise; kol kaslarında zayıflama, ağrıya eşlik eden renk değişimi, nabız alınmaması, tırnakların yavaş uzaması ve mor renkte olması, cildin soluk ve soğuk olması, el sırtındaki kılların yavaş uzaması ve seyrekleşmesi, elde ve kolda yaraların oluşması ve kangren gelişimidir.
Kol damarlarının hastalığı en fazla halk arasından damar sertliği denilen ateroskleroz nedeniyle gelişir. Ayrıca Buerger hastalığı, Raynaud hastalığı, Takayasu hastalığı, kol damarlarına pıhtı atması, arteriyel torasik outlet sendromu gibi damar hastalıklarıda kol atardamarlarının tıkanıklığına neden olabilir. Hipotenar hammer sendromu, donma, meme kanserinde uygulanan ışın tedavisi gibi etkenlerde kol atardamarlarının nadir rastlanan hastalık nedenidir.
Kol atardamar tıkanıklığının, sigara içenlerde, kanda kolesterolü yüksek olanlarda, yüksek tansiyon hastası olanlarda ve şeker hastalığı bulunan kişilerde de yaygın görüldüğü bilinmektedir. Bu yüzden kol damarlarının hastalığının gelişmesindeki en önemli risk faktörleri; şeker hastalığı, sigara, yüksek tansiyon ve kolesterol yüksekliği olarak görülmektedir.
Hastaların yakınmaları kol damarlarında tıkanıklık olduğunu işaret ediyorsa, koldan ya da elden nabzın zayıf alınması ya da alınamaması halinde damarlarda tıkanıklığı olduğu düşünülür. Bu hastaların koldan alınan kan basıncı her iki kolda farklılık gösterir. Hastalara kesin tanı koymak için Doppler ultrason incelemesi en kolay ve hızlı görüntüleme tetkikidir. Doppler ultrason ile çoğu zaman tıkanıklığın derecesi, hangi damarları kapsadığı ve tıkanıklık sonrası bölgelerin kan akımı hakkında detaylı bilgiler alınır. Torasik outlet sendromu gibi, tıkanıklığın nedenine yönelik daha ileri incelemeler gerekiyorsa; BT anjiografi ya da MR anjiografi gerekebilir. Çoğunlukla kasıktan yapılan anjiografi ile kol damarlar detaylı şekilde incelenerek, kol atardamar tıkanıklığı tanısı kesin olarak konur ve aynı zamanda tedavisi yine anjiografi eşliğinde yapılabilir.
Kol atardamar tıkanıklığında tedavi, tıkanıklığın yerine, nedenine ve hastadaki yakınmaların şiddetine göre planlanır. Tedavide kan pıhtılaşmasını azaltan ilaçlar, tıkanmış damarlar için endovasküler çözümler yada cerrahi bypass operasyonları, son aşamada sempatektomi gibi uygulamalar tercih edilebilir. Hastalar sigara içiyorsa kesinlikle bırakmalı, şeker hastalığı, yüksek tansiyon, kolesterol yüksekliği gibi rahatsızlıklar da tedavi edilmeli, kontrol altına alınmalıdır
Tıkanan damarlar için balon anjioplasti ve stent uygulamaları yapılabilir. Özellikle kol atardamarın başlangıcında darlık ve tıkanıklık sorunları olursa, anjiografik yöntemler oldukça başarılı sonuçlar verir. Anjiografik yöntemlerle başarılı olunamazsa, damarda tıkanıklık olan bölgeyi atlatacak şekilde kan akımının yönlendirildiği, yapay damarların yada hastanın kendi toplardamarlarının kullanıldığı cerrahi bypass işlemi de oldukça başarılı sonuçlar verir.
Kol atardamarları tıkalı hastaların aynı bacak atardamarı tıkanıklığında olduğu gibi, uygulanan tıbbi tedaviyi yaşam tarzında yapılacak değişikliklerle desteklemesi daha iyi bir tedavi imkanı sunar. Hastanın egzersiz yapması, sigarayı bırakması, düzenli yürüyüşler, kolesterolü düşürmek için beslenmede sağlıklı besinlere yer verme bunların içinde en önemlileridir.
Bu site sağlık hizmeti vermemektedir, kişileri bilgilendirmek ve site sahibi hakkında bilgi vermek amacı ile hazırlanmıştır. Sitedeki bilgiler hastalıkların tanı veya tedavisinde kullanılmak üzere verilmemiştir. Tanı ve tedaviler mutlaka bir hekim tarafından yapılması gereken işlemlerdir. Site içeriğinin bir şekilde tanı ve tedavi amacıyla kullanımından doğacak sorumluluk ziyaretçiye aittir!
Tüm Hakları Saklıdır © 2024 Prof. Dr. Mert Dumantepe