Prof. Dr. Mert Dumantepe > Bacak Atardamar Tıkanıklığı
Bacakta atardamar tıkanıklığı belirtilerinin en yaygın görüleni; hastalarda yol yürürken, koşarken, merdiven çıkarken baldırlarda, uyluklarda, kalça adalelerinde kramp tarzında ağrı gelişmedir. Bu ağrıların en önemli özelliği yürürken hissedilen ağrının durduktan 3-5 dakika içinde geçmesidir. Zamanla ağrının başlangıç süresi kısalmaya başlar. Yani yürümeye başlandığında, ağrı 10-15 dakikada başlıyorsa, ilerleyen aşamada 5 dakikadan kısa sürede ağrı hissetmeye başlar ve yürüme mesafesi kısalır. Daha sonra dinlenme sürecinde bile ağrılar oluşur. İstirahat ağrısının başlaması, damar tıkanıklığının çok ileri aşamada olduğunun göstergesidir. Geceleri oluşan ağrılar dikkat çekicidir. Ağrı kişiyi uykudan uyandırır, dolaşınca geçer. Kalıcı hale geldiğinde, gündüzleri de ağrı olmaya başlar. İlerleyen aşamalarda hastanın ayak parmaklarında yara ve kangren oluşmaya başlayabilir.
Bazen bacaklardaki atardamar tıkanıklığı hastalığı herhangi bir belirti vermeden ilerleyebilir. Ancak bu hastalarda aniden gelişen inme, miyokard enfarktüsü gibi riskler vardır. Araştırmalar damar hastalığına bağlı kalp hastalığından ölme riskinin kişilerde damar hastalığı bulunmayanlara göre 6 kat fazla olduğunu belirlemiştir.
Bacak damarlarında oluşan bu hastalık nedeniyle ayaklara ve bacaklara giden kan akımı giderek azalır. Ateroskleroz bacaklarda atardamar tıkanıklığı hastalığının en yaygın sebebidir. Bundan en fazla uylukta olan femoral arter denilen atardamar etkilenmektedir. Damar içinde daralmayla başlayan sorun, tıkanmaya kadar gider. Tıkanıklık genellikle bir ya da daha fazla damarda oluşur. Damarlar değişik seviyelerde etkilenir. Daralma ilerledikçe, damarların içinde tam tıkanma meydana gelir ve tıkanıklığın alt kısımlarındaki dokulara giden kan akım miktarı azalır. Bu durumda dokular beslenmediğinden şiddetli ağrı, soğuma, uyuşukluk gibi yakınmalar meydana gelir. Dokuların kan akımının devamı için; daralmış ya da tıkanmış damar çevresinde küçük kılcal damarların sayıları (kollateral) artar. Kollateral damarların sayısı kişinin yakınmalarıyla orantılıdır. Yakınmaların oluşmasında tıkanıklığın seviyesi, daralma yüzdesi, kollateral akımın varlığı önemlidir.
Bacak atardamar tıkanıklığı tanısında öncelikle hastanın fizik muayenesi ve anamnezi çok önemlidir. Hastanın beslenme alışkanlıkları, mevcut hastalıkları (Diyabet, Hipertansiyon vb.), sigara içip içmediği, ailesinde başka damar hastası olup olmadığı mutlaka sorgulanmalıdır. Fizik muayene ile özellikle bacaklardaki damarların nabız muayenesi çok önemlidir. Bacak damarı tıkalı hastalarda; özellikle diz arkası ya da ayak bileği seviyesindeki atardamarlarda nabız alınamaz ya da çok az hissedilir. Damar tıkanıklığı tanısında, hastanın kan kolesterol ve yağ düzeyleri ölçümü gibi testlerde tanı koymaya yardımcıdır.
Bacak atardamar tıkanıklığı tanısında, bacaklarda ve kollardaki kan basıncının ölçülerek, oranlamasının yapılması yani “ayak bileği-kol basınç indexi” tanıda ve hastalığın şiddetinin belirlenmesinde uzun yıllardır kullanılan önemli bir tetkiktir. Semptomları çok belirgin olmayan hastalar bazen koşu bandında yürütülerek, yürüme esnasında oluşan ağrı değerlendirmeside yapılabilir.
Bacak atardamar tanısında en önemli tanı yöntemlerinden biri olan; Doppler ultrasonografi poliklinik şartlarında uygulanan, tamamen ağrısız, hasta için herhangi rahatsız bir durum yaratmayan, hızlı sonuç veren, non-invaziv bir tanı yöntemidir. Günümüzde atardamar ve toplardamar hastalıkları tanısında altın standart olarak kullanılmaktadır. Her tedavide olduğu gibi erken dönemde doğru ve yeterli tanının önemli olduğu atardamar hastalıkları tedavisinde, damar cerrahının ilk aşamada Doppler Ultrason eşliğinde hastalıklı olan atardamarı değerlendirmesi, damar içinde darlığa neden aterosklerotik plak yapısını ve damar duvarındaki kalsifikasyonu incelemesi, hem tedavi planlaması hemde sonuçların etkinliğinde altın öneme sahiptir.
Doppler ultrasonografi ile atardamar tıkanıklığı tanısı konulan hastalarda, tedavi planlaması için daha ileri görüntüleme yöntemleri olan bilgisayarlı tomografik anjiografi (BT Anjiografi) ile manyetik rezonans anjiografi (MR anjiografi) incelemelerinden yararlanılabilir. Bacaklarda atardamar hastalığı tanısı ve endovasküler tedavisi için kullanılan diğer bir yöntem anjiografidir. Vücutta kalp, beyin, kol ve bacaklar ve iç organlardaki damarların tamamı anjiografi ile görüntülenebilir. Bu sayede hastalıkların teşhisini yapmak, gerektiği takdirde balon ve stent gibi anjiografik tedavi uygulamaları yapmak mümkün olur.
Erken aşamada tanısı konulan damar hastalığı egzersiz, aktif bir yaşam sürmek ve beslenme alışkanlıklarını değiştirmek gibi yaşam tarzı değişiklikleriyle, yüksek tansiyon, şeker hastalığı gibi hastalıkların tedavi edilmesiyle, kolesterol ve yağ değerlerinin kontrol altında tutulmasıyla tedavi edilebilir. Tedavideki en önemli aşama hastanın yaşam tarzında yapacağı değişikliklerdir. Özellikle sigara içilmemesi, kilo verilmesi, beslenmede yapılacak sağlıklı değişimler çok önemlidir. Tedavi uygulanırken hastaların sigara içmeye devam etmesi, tüm iyileşme etkilerini ortadan kaldırır ve hastalığı kötüleştirir. Bunların yanında hastaların düzenli olarak yürümesi de tavsiye edilir. Egzersizler 3-6 ay içinde olumlu etkisini gösterir.
Hastalarda genellikle kolesterol ve yağ değerleri yüksek olduğundan, beslenmede doymuş yağ oranları yüksek olan besinler yer almamalıdır. Diyetle birlikte ilaç tedavisi de uygulanmalıdır. Kolesterol düşüren ilaçlar aynı zamanda hastalığın ilerlemesine de engel olur. Tedavide kan sulandırıcı ilaçlar mutlaka kullanılır ve kanın daralmış damarlardan daha rahat akması sağlanır. Erken aşamadaki atardamar hastalığında hastalar bu şekildeki önlemler ve tedaviler ile rahatlar.
İlerlemiş atardamar tıkanıklığı hastalarında, ilaç tedavisi ve yaşam tarzı değişiklikleri tek başına yeterli olmaz. Bu hastalarda ilaç tedavisine rağmen şiddetli ağrı, dinlenme sırasında ağrı, bacakta soğuma, yara oluşumu, kangren gibi belirtiler vardır. Bu hastalara balon anjioplasti, damar tıraşlama (aterektomi) ve stent uygulamaları gibi anjiografik tedaviler ya da atardamar bypass gibi cerrahi tedaviler gerekebilir.
Hastalığın cerrahi olarak tedavisinde genel anestezi uygulanarak, cerrahi kesiler eşliğinde yapılır. Damar cerrahları tarafından uygulanan bu tedaviler, diğer uygulamalara göre daha zorlu olsalar da; çoğu zaman bacağın kesilmesini önleyecek olan altın standart tedaviler olarak günümüzde değerini korumaktadırlar. Cerrahi uygulamalar arasında darlıkların ya da tıkanıklıkların damarın içinden sıyrılıp çıkarılması işlemi olan endarterektomi özellikle stentle tedavinin uygun olmadığı, kasıktaki ana femoral arter tıkanıklıklarında tercih edilir.
Tıkalı bacak atardamarlarının endovasküler yolla yani balon anjioplasti ve stentleme yöntemiyle açılması günümüzde gittikçe artan sıklıkta kullanılmaya başlanmaktadır. Yeni geliştirilen yüksek derecede esnek ve kırılmaya dirençli nitinol stentler ve ilaç kaplı balonlar sayesinde artık cerrahi kesiğe gerek duyulmadan anjiyografi altında bir iğne deliğinden bu tıkalı damarlar açılmakta ve uzun dönemde açık kalmaktadır. Hastanın düzenli kan sulandırıcı ilaç kullanması ve Doppler Ultrasonografi ile düzenli aralıklarla takibi uzun dönemde stentlerin açık kalması ve bacak sağlığı için bu hastalarda en önemli kriterlerdir.
Bu site sağlık hizmeti vermemektedir, kişileri bilgilendirmek ve site sahibi hakkında bilgi vermek amacı ile hazırlanmıştır. Sitedeki bilgiler hastalıkların tanı veya tedavisinde kullanılmak üzere verilmemiştir. Tanı ve tedaviler mutlaka bir hekim tarafından yapılması gereken işlemlerdir. Site içeriğinin bir şekilde tanı ve tedavi amacıyla kullanımından doğacak sorumluluk ziyaretçiye aittir!
Tüm Hakları Saklıdır © 2024 Prof. Dr. Mert Dumantepe